Sonsuzluğa Akan Aşk: Kevser ile Mahmut

On yıl geçmiş aradan… Bu akşam yemeği masasına en son on yıl önce oturmuşum. Bir Ramazan ayı ve iftar vakti… Ezan sesiyle oruç açılıyorken teyze eşinin omzunu sıvazlayarak: ‘Allah kabul etsin. Evimin direği sen olmasan ben ne yapardım? Bir gün dahi sensiz nefes almak nasip olmasın. Allah bana acını göstermesin. ‘ diyor.

Kaldığı yerden devam eden bir film gibi… Hiç eksilmemiş, eklenmiş, katlanmış… Yaşanmışlıklarla dolmuş. Kevser Teyze de, Mahmut Amca da 73 yaşında… Can dostumun anne babası. Birlikte akşam yemeği yiyiyoruz. Epey olmuş bir zamanlar yaşadığım bu şehre gelmeyeli. Aşkın evine misafir olmayalı. Senin veya benim değil; ‘Aşk‘ın evine uğramayalı…

‘İki can bir olunca benlik aradan çıkarmış. Gönül sevgiliyi bulmuşsa kuru dal bile çiçek açarmış.’ Ne güzel söylemiş Mevlana…

Mahmut Amca; ‘Ben olmasam ne yapacaktı hakikaten?’ diye gülümsüyor; ‘Allah bizi ayırmasın,’ diyor.

On yıl geçmiş aradan… On yıl önce onları gördüğümde de birbirlerine sevgiyle bakan, iki gönlü bire dönüştürmüş canlar vardı. Onlarınki gibi bir aşk nasip et diye dua ederdim. Çok şey hatırlayamıyorum geçmişe dair ama bu duyguyu hatırlıyorum. Beni şu ana bağlayan aşk duygusu bu…Yemek yemeyi bırakıp, onları izliyorum. İki gündür yanlarındayım. İki insan bu kadar mı güzel konuşur birbiriyle.

[quote]Aşk, soframıza kumru olmuş nağmelerini şakıyor. Mest oluyorum.[/quote]

Can dostumla konuşuyoruz. Hep böyleler mi, bu mümkün mü diyorum. Evet inan bana bir kez olsun, tek bir an birbirlerine kırıcı söz söylediklerini görmedim. O yüzden ben bütün evlilikleri böyle sanırdım, diyor.

Tabii bu kadar mutlu ve naif bir evliliğe tanık olmanın, aşk evliliğinin çocuğu olmanın görünmez bir zorluğu var. Beklentin yüksek oluyor, böyle bir mutluluğu beklemek bir beklenti içinde olmak şaşırtıyor insanı. Doğalı bu sanıyorsun. Aslında doğalının bu olduğunu biliyorsun, ama evlilikte rolleri paylaşıyorsun. Karşındaki kişinin de tanıklıkları var ve sen ortak bir noktada buluşuyorsun, diyor. Bir anlamda piyangodan aşk çıkabilir, çıkmayadabilir. Evlenmeden önce hep bunları düşünürdüm, diyor. Canım dostum piyangoda hep aşk var da, biz kıymetini bilmiyoruz.

73 yaş dile kolay. Birbirlerinin daima göz bebekleri olmuşlar. Bir iftar sofrasına helvayı birlikte karan ellerin hikayesi… Çocukken başlamış aşkları. Onlarınki beraber aşkla geçen 61 yılın öyküsü…

[quote]Evlilik, aşkı öldürür derler. Oysa ölümsüzleştiredebilirmiş. Aşk saygının, tutkunun, paylaşımın ve olana izin vermenin yansımasında sonsuzluğa akarmış. Evli olmak ya da olmamanın fark ettirmeyeceği, koşullardan bağımsız olan, içinde ateşi canlı tutan…[/quote]

Mahmut Amca, ‘Mahallede oyun oynayan küçük bir çocuktum. Karşıdan gördüğüm an, ona aşık oldum. Sanki bir büyülü alana girdim. Kalbim hızlandı. Bana 61 yıldır çarpan kalbi, ölümle de ölmeyecek olan aşkı tattıran karşımda duruyordu.

Kevser Teyze, ‘Mahmut İstanbul Hukuk’u kazandı. 2 yıl devam etti, ama babam evlilik yaşım geldi diye bana nefes aldırmıyor. İki arada sıkışmışlık, özlem duyduğumuz aşk ve Mahmut cesaretle atlıyor ateşe… Hukuk Fakültesi’nden aldığı derslerin yanında fark dersleri alarak öğretmen oluyor ve Antalya’ya geri dönüyor. Evlendikten sonra Hukuk Fakültesi’ni de dışarıdan bitiriyor, diyor.

Aşk cesaret ister. Kaybetme korkusundan sıyrılmış anı yaşar ve pervane olur aşk ateşi içinde… Öncelik işin gücün değil, aşkın çağrısınındır. Bir kez değil, sonsuz kez çağrısına ses vermektir. Böylece alışamazsın hiç… Aşk alışkanlığa dönüşmeden canlı kalır.